top of page

ŞAN SANATINA BAŞLANGIÇTA 20 EMİR

​​​

1) Nefes diyaframa alınacak. Özellikle nefes verirken karın kasları kasılmayacak ve yumuşatılmasına özen gösterilecek.
2)  Solunum esnasında, bel, sırt ve bacaklardan destek alınacak, ağırlık bu noktalara verilecek. Nefes alınırken, diyafram ile birlikte sırt ve kaburkga kemiklerinin sağa ve sola doğru genişlediği hissedilecek.
3)  Nefes diyaframa alındıktan sonra, diyafram en alt iki kaburga kemiğinin birleşim noktasının altından çözülecek ve bu şekilde diyafram yumuşatılacak.
4)  Diyafram yumuşatılırken veya geçici bir süre nefes tutulurken yutak kapatılmayacak ve boğazın her zaman açık olduğu hissedilecek.
5)  Yine diyaframın yumuşatılması esnasında nefes, koltuk altlarının alt kısmındaki kaburga kemiklerini bir kasnak gibi düşünerek tutulacak. Bu kasnağın öndeki birleşim yeri sesin destek noktası olacak. Ses verirken bu noktadan destek alınacak.
6)  Omuz, boyun ve alt çenenin varlığı unutulacak. Düşünülecek tek yer sert damak olacak.
7)  Daha nefes alırken ağzın içi ve tüm beden esner gibi büyütülecek.
8)  Bu büyütme/genişletme işlemi verilecek en tiz notayı verecekmişçesine olacak.
9)  Daha sonra, ses yolunun açılıp yumuşatılması için ağızdan bir miktar sıcak hava verilecek ve sesin havanın üzerine binerek hareket ettiği düşünülecek.
10)  Ses vermeden önce kesinlikle çene açılıp ağızda pozisyon alınmayacak. Çenenin başlangıçtaki açıklığını ağızdan verilecek olan sıcak hava belirleyecek. Çene tamamıyla doğal bırakılacak, kesinlikle ileri itilmeyecek veya geri çekilmeyecek.
11)  Bütün bunlar yapılırken, diyafram çok yumuşak olacak. Sanki askıdaymış hissi korunacak.
12)  Sıcak hava verilmesi işleminden sonra sesi bu nefese bağlama olgusu, beyinde sanki buz üzerinde (= nefes) patenle kaymaya başlama hareketi (= ses verme) imajinasyonu gibi bir imajla birleştirilecek. Aynı anda diyaframın bu imgelemi desteklemek üzere ileri ve aşağı doğru hareket ettiği tasavvur edilerek fonasyona geçilecek.
13)  Fonasyon esnasında hep sert damak/mask düşünülecek. Pes seslerde ses burun altı ve üst ön dişlere; orta seslerde burun, elmacık kemikleri ve göze; tiz seslerde de alın ve kafanın tepe noktasına gönderilecek.
14)  Kafanın içi geniş bir boru gibi düşünülecek. Sesler tizleştikçe civanın bir boruda yükselmesi gibi sesin de yukarı doğru yükseldiği hissedilecek ancak bu hareket esnasında yumuşak damak/ağız boşluğunun arka kısmı, vs. düşünülmeyecek. Sesin yolu, üst ön dişler, burun ve alnın ön kısmı, vb. olacak ve asla bu yoldan çıkarılmaması sağlanacak.
15)  Tiz seslerde çene aşağı doğru bastırılmayacak, kasılmayacak. Açıkçası, alt çenenin varlığı hiç hatırlanmayacak. Çene, ses kendi yolunu açarken hareket edecektir ancak, bu hareket kendiliğinden olacak ve bilinçli bir şekilde yapılmayacaktır.
16)  Sesi tiz notalara taşımak üzere çene kasılıp gırtlağa yüklenilmeyecek. Sesi taşıma işlemi gevşek haldeki diyaframın bir körük gibi kullanılması ile gerçekleşecektir. Çeneyi kasma refleksi anında bu refleksten kurtulmak amacıyla diyaframın yumuşatıldığı düşünülüp, omuzların geriye doğru açılarak göğsü genişletmesi sağlanacak ve sesin destek noktasından güç alınacak.
17)  Tiz notalara çıkıldıkça daha da bir büyündüğü, genişlenildiği, şişildiği ancak bir o kadar da yumuşayıp gevşenildiği hissedilecek. Büyümenin merkez noktası olarak rezonans boşlukları temel alınacak.
18)  Tiz notalara atak yapılırken sesin destek noktasına (Bkz madde 5) dayanılacak. Tizleştikçe aşağılar düşünülecek, ayaklarımızı bastığımız yerden giderek daha fazla destek alınacak.
19)  Pes seslerde, ses rezonanstan aşağı düşürülmeyecek, itilmeyecek, rengi korunacak. Özellikle en alt sesler sanki tiz bir ses veriliyormuş gibi düşünülecek.
20)  Yeniden nefes almadan önce, ciğerlerdeki hava tamamen boşaltılacak ve tekrar kurallarına uygun olarak nefes alınacak. 

*** Yukarıda da bahsettiğim gibi, lütfen tek başınıza şan egzersizleri yapmayın. Insan özellikle şan yaparken kendini yeterince analiz edemeyeceğinden, tek başınıza egzersiz yapmanız fayda yerine geri dönüşü olmayan zararlara da yol açabilir. İlaveten, çalışacağınız öğretmenlere gelince, bu konuda usta olan, kendini ispat etmiş veya en azından uzun süre sahnede bu işi yapmış olan kişilerle çalışmanızı salık veriyorum. Unutmayın, ses bu; diğer enstrümanlara benzemez … ***  

Entonasyon Bozukluğu = Müzik Kulağının Olmayışı ?!?!

Profesyonel bir şarkıcı veya bir şan öğrencisi olun hayatınızda mutlaka belli dönemlerde entonasyon bozuklukları ile karşılaşmışsınızdır. Bu durum hem icracı, hem eşlikçiler, hem de dinleyiciler için tahammülü çok zor bir durumdur. Hatta bazı opera kurumlarının solistlerinin çoğunluğu bu dertten muzdariptirler. Acaba bunun nedeni nedir? Çoğu enstrümancı bu tip bir probleme sahip olan solistlerin kulağı olmadığını söyleyiverir çabucak. Bence şancıları bu kadar çabuk yargılamadan önce şu olasılıkların gözden geçirilmesi şarttır.

a.      Yorgunluk,

b.     Psikolojik durum,

c.     Hastalık veya mevsimsel değişiklik,

d.     Teknik yetersizlik...

Yukarıda sayılan ilk üç madde geçici entonasyon bozukluklarını açıklamak için kullanılabilir. Son madde ise süregelmekte olan bu tip bir problemi teşhis etmekte birebirdir. Ancak bu dört maddenin de tek bir nedeni vardır, nefesin sesi uygun olan rezonans noktasına taşıyamamasıdır. Daha açıkçası istenen notayı verebilmek üzere ses telleri için uygun olan tansiyonun gerekli hava basıncı ile desteklenememesi ve bu kombinasyonun uygun olan tını noktasında büyüyememesinden kaynaklanır. Bence bir şancının müzik kulağı olmadığına dair bir yorum yapmadan önce teknik becerisinin ne kadar iyi olduğunu kontrol etmek gereklidir.

Gerek kısa süreli, gerekse uzun süreli entonasyon bozukluklarıyla ancak ve ancak teknik hakimiyetle başa çıkılır. Açıkçası kusursuzluğa giden yol nefesi iyi kullanmaktan geçer. Çünkü aynen bir gitarda istenen notanın, parmağın klavye üzerinde uygun olan perdeye belli bir güçle bastırarak oluşturulması gibi, şanda da nefesin sert damakta kafa içerisinde bulunan uygun olan noktaya uygun olan güçte ve tansiyonda yönlendirilmesi gerekmektedir. Anlayacağınız üzere yine öğrencilerime her derste söylediğim şeyin önemi her zaman olduğu gibi bir kez daha ön plana çıkmaktadır. Buda; “Nefes, nefes ve nefes’tir.” Bu konunun üzerinde büyük bir hassasiyetle duruyorum çünkü şarkıcılar için çok önemlidir... 

Şan Öğretmeninizi Seçerken; 

Şarkı söylüyor veya söyleyebilmeyi istiyorsanız, istediğiniz biçimde, zorlanmadan şarkı söylemenin ne büyük bir zevk olduğunu bilir veya en azından tahmin edebilirsiniz.. Şan sanatını öğrenme serüveni çok zevkli, son derece sabır ve çalışma isteyen, hayata bakış açınızı değiştirebilecek bir olgudur. Ancak bu uğurda yanlış ellere teslim olduğunuz zaman son derece mutsuz olur, mutsuzluğunuzun yanında bedensel sağlığınızı da kaybedebilirsiniz. Çok zorlu bir serüven yaşamış ve gerçekte aradığı tekniği konservatuardan mezun olduktan çok sonra bulan birisi olarak, şu tavsiyelerime ihtimam göstermenizi salık veririm. Bana göre ideal bir şan pedagogu bu özelliklerin hepsine birden aşağıda belirtilen öncelik sırasıyla sahip olmalıdır.   

1) Yukarıdaki notta da belirttiğim  gibi bu konuda usta olan, kendini ispat etmiş veya en azından uzun süre sahnede bu işi yapmış olan kişilerle çalışın.  

2) Öğretmeniniz ile çok iyi bir iletişiminiz olmalı. Yani hocanızı son derece sert, kırıcı, iletişime kapalı kişilerden seçmeyin. Çünkü bu gibi kişilerin yanında kendinizi rahat bir şekilde ifade edemez ve sürekli gergin hissedersiniz. Size mutluluk verebilen insanları tercih edin. En iyi, bedenen ve ruhen gerginlikten uzak olduğunuz zaman şarkı söyleyebilirsiniz. Hayatın her aşamasında insanlar gerginliklerle karşılaşır. İyi bir şan öğretmeni size bunlarla savaşmanın yolunu da öğretmelidir. En azından şarkı söylerken... Sizi mutsuz eden insanlarla bir an bile çalışmayın.  

3) Hocanızın size göstermiş olduğu teknikte kendi doğallığınızdan uzak hiçbir şey bulunmamalı. Daha açıkçası, verdiği hiçbir egzersizde ciddi bir biçimde zorlandığınızı hissetmemelisiniz. Egzersiz esnasında veya sonrasında özellikle ses tellerinizin yanmaması, kızarıp bozaracak kadar nefessiz kalmamanız, damarlarınızın hiçbir şekilde şişmemesi ve kasılmamanız gereklidir. Böyle bir durum hissettiğinizde derhal hocanızı uyarmalısınız. (Gerçekte, cidden usta bir hocayla çalışıyorsanız uyarmanıza bile gerek kalmayacaktır.) Uyarılarınıza rağmen bu sorununuz hala devam ediyor ve bu problemle başa çıkma yolunu hocanızdan uzun bir süredir (ne kadar uzun olabileceği madde 3'te yazıyor) alamamış durumdaysanız, en başta kendi sağlığınız için o kişiyle çalışmayı derhal bırakın.  

4) Eğer iyi bir teknik alt yapıya sahipseniz yeni bir hocadan verim alabilmeniz için 3-4 ay gereklidir. Çünkü her şan öğretmeninin tekniklerine istinaden kendine ait imgelemleri bulunur. Bu imgelemleri anlayabilmek biraz zaman alır. Bunun yanında size öğretilmeye çalışan şeyleri uygulayabilme beceri ve hakimiyeti de zamana ihtiyaç duyar. Eğer şan öğrenmeye yeni başladıysanız çok daha uzun bir periyoda ihtiyaç duyacaksınızdır. En başta; sesini rezonansa tak, diyaframına otur, vs. gibi şan terimlerinin ne demek olduğunu öğrenmeniz gerekmektedir. Eğer ki en kötü durumdaysanız, yani çok yanlış bir şan tekniği alt yapınız varsa çok daha sabırlı olmak zorundasınız. İyi bir yola girebilmek üzere önce o yanlışların temizlenmesi, daha sonra da üstüne doğru olanların inşaa edilmesi gereklidir.  

Ne kadar bir zamana ihtiyaç duymanız gerektiğini umarım anlatabilmişimdir. Ancak bu belirlemeyi yaparken öğretmenin ifade edebilme kapasitesi ve öğrencinin algılama gücündeki varyasyonların da dikkate alınması ihmal edilmemelidir.   

Dipnot: İyi bir öğretmenle çalışmak gerçekten de bir şans işidir. Ancak bu şansı daha somut bir çerçeveye oturtmak için ders alacağınız insanlar hakkında iyi bir araştırma yapmanızı öneririm. İşe en başta, müstakbel hocanızın öğrencilerini gözlemleyerek başlayabilirsiniz; öğretmenleri ile iletişimi nasıl, teknik açıdan ne kadar zamanda, nereden nereye gelmişler; bu çok önemli... Unutmayın ki siz de onlardan biri olmak üzeresiniz...  

Sonuç olarak, tüm bu hususlardan sonra, şan sanatını anlatırken kullanılan serüven tabirinin neden gerektiğini umuyorum ki anlamışsınızdır. Öğrenme sürecinin hiçbir zaman bitmeyeceği, bu zorlu yolda mutlu bir serüven yaşamanız dileklerimle

Remziye Alper

Beni Sosyal Medyadan takip edebilirsiniz

  • Spotify
  • White YouTube Icon
  • White Instagram Icon

© 2025 by MELIH SELEN

bottom of page